" HEYKELTRAŞMISIN,
                        KRAL GİBİ EMREDECEK,
                                        TANRI GİBİ YARATACAK,
                                                        KÖLE GİBİ DE ÇALIŞACAKSIN "

 

 

                Bu çalışmada çağdaş heykeltraşlardan, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü öğretim üyelerinden Sayın Prof. Remzi SAVAŞ’ın başlangıcından bu güne yaşamı özellikle de sanat anlayışı ve yapıtları incelenmeye çalışılmıştır.

                Heykeltraş Remzi Savaş’ın Ankara Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü için yapmış olduğu UÇUŞ ve ÇİFT adlarındaki iki bronz heykeli, Picasso tabloları karşısında " Ne var. Bunları bende yaparım , netekim " diyebilen, telif ücreti ödemeksizin Fikret Otyam'ın bir eserini taklit ederek satışa çıkaran 12 Eylül zihniyetince erittirilerek Burhan Alkar isimli bir "heykeltraş" tarafından başka bir çalışmada kullanılması sağlanmış ve sanatçısına hiç bir bilgi verilmemiştir.

                Ankara, Kızılay’da bir gökdelenin üzerindeki Kuzgun Acar’ın rölyefini, yapıya uymadığı gerekçesiyle söktüren ve yerine bir banka reklamını koyduran da aynı zihniyettir.

                Bedri Rahmi bu olay üzerine bir yazısında şunları yazar:

                "Yapının alnının oratasına bu kabartmayı işleyen sanatçımızı tanıyor ve övünüyoruz. Bu heykelcimiz bundan onbeş yıl önce Paris’in göbeğinde Türk adını baş köşeye oturtmuş, ödül kazanmış, yapıtı Paris’in en önemli müzesinde yer almıştır. Peki onun işini kökünden kazıtan kimdir? Nerede, hangi alanda birinci plana çıkmış, kendini kabul ettirmiştir? Kimdir bu çamaşır suyu? Kimdir bu tuz ruhu? Kimdir bu kezzap?
                Yüreği varsa adını versin...
                Versin de istifade edelim!..."

                Bir sanat eserini korumak, çağdaş bir sanatçı olabilmenin ön koşuludur. Bir sanatçı için yaşanabilecek en büyük acılardan biri kuşkusuz yarattığı sanat eserinin ilkel zihniyetlerce tahrip edilmesi, yok edilmesidir. Sanat ve kültür ürünlerine karşı gerçekleştirilen bu ilkellik aynı zamanda insanlığa karşı da işlenmiş bağışlanmaz bir suçtur ve susmak bu suça ortak olmaktır.

 

 

            Çalışmalarımız sırasında ilgi ve içtenliğini esirgemeyerek gerekli belgelere ve bilgilere ulaşmamızda yardımcı olan herkese teşekkür ederiz.

           Çalışmamız hakkında görüşleriniz ya da eklemek istedikleriniz için :